Küçük bir köyde, her yıl en güzel darıları yetiştiren Murat adında bir çiftçi yaşardı. Murat’ın darıları o kadar meşhurdu ki, kasabanın pazarında en yüksek fiyata satılırdı. Ancak, bir yıl Murat’ın tarlasında bir sorun baş gösterdi. Serçeler, henüz filizlenen darı tohumlarını gagalayarak yok ediyordu.
Murat, sabahın erken saatlerinde tarlasına gidip serçeleri kovalıyor, ama bu uğraş gün boyu sürüyordu. Çaresizlik içinde, köyün bilge kişisi Ali Dede’ye danışmaya karar verdi. Ali Dede, köydeki herkesin saygı duyduğu, deneyimli bir çiftçiydi. Murat, Ali Dede’nin kapısını çaldı ve durumu anlattı.
Ali Dede, uzun beyaz sakalını sıvazlayarak dikkatle dinledi. Sonra gülümsedi ve dedi ki: “Murat, serçelerden korkan darı ekmez. Eğer bu küçük kuşlardan yılarsan, tarlana hiçbir şey ekemezsin. Darı ekenin, bu tür engelleri aşmak için çözüm bulması gerekir. Korkunu yenmeli ve çözüm odaklı olmalısın.”
Murat, Ali Dede’nin sözlerinden etkilenmişti. O gece, tarlasını serçelerden korumak için bir plan yaptı. Ertesi sabah, köyün marangozu Ahmet Usta’dan birkaç tahta aldığında, aklında bir korkuluk yapma fikri vardı. Gün boyu çalıştı ve sonunda tarlasının ortasına kocaman bir korkuluk dikti. Korkuluğun üzerine eski kıyafetler giydirdi ve başına da şapka taktı.
İlk başta serçeler korkuluktan çekinmemiş gibi görünse de, birkaç gün sonra tarlaya daha az gelmeye başladılar. Zamanla, serçeler tamamen uzaklaştı ve Murat’ın darıları yeniden filizlenip büyümeye başladı. Hasat zamanı geldiğinde, Murat her zamanki gibi bol ve bereketli bir ürün elde etti.
Murat, artık serçelerden korkmuyordu. Ali Dede’nin sözlerini hayatı boyunca unutmadı: “Serçeden korkan darı ekmez.” Zorluklarla başa çıkmayı ve yılmadan çalışmayı öğrenmişti. Bu ders, sadece çiftçilikte değil, hayatın her alanında Murat’a yol gösterdi.